8 Nisan 2015 Çarşamba

Eskişehir'i ziyarete gelenler için olmazsa olmaz 26 öneri


Son dönemlerde en çok adını duyduğumuz şehirlerden biri oldu Eskişehir. Gerek kısa zamanda bütünüyle değişen çehresi, gerek düzenli yapısı, yerli halkı ve öğrencisiyle bir bütün olan ve birçok ilki bünyesinde barındıran Eskişehir'i, bir Eskişehirli olarak, bir de ben kaleme aldım. Eskişehir'i keşfetmek isteyenler için olmazsa olmaz 26 önerimi sizler için oluşturdum.


1.       Eskişehir’de ilk işiniz Kent Ormanı’nda sabah sporuna gitmek olsun. Hem ardından Şelale Park’ta tüm şehri izleyerek kahvaltınızı da yapabilirsiniz.



2.       Odunpazarı Evleri’ni keşfe çıkın. Odunpazarı’ndaki her ev ayrı bir sanat ve hikâye barındırıyor. Rengârenk evlerin, tarihi dar sokakların arasında kaybolun. Bol bol fotoğraf çekin. Fotoğraflar hiçbir işe yaramazsa, yolunuzu bulmanıza yarar.



3.       Camdan küçük heykeller yapmayı deneyin ya da siz kolye ucu falan yapın, heykellere bakmakla yetinin



4.       Karakedi’de boza için, Tatlıdil’de köfte, Papağan’da çibörek yiyin. Nerede bulacağım buraları da demeyin, kime sorsanız gösterir. Özellikle İstanbul’dan geldiyseniz alışkanlıklarınızdan kurtulun, yol sormaktan korkmayın. Kimse size kızmaz, kolunuzdan tutup götüreni dahi olur. Eee küçük memleket burası.



5.       Ama tramvaya binmeyin, o zaten kalabalık oluyor. Siz Arnavut kaldırımlı yollarda yürüyerek ilerleyin, keyfinize bakın. Biz zaten çok yürüdük, tramvaya biz binelim.



6.       Yemek demişken, Mc Donalds ve Burger King’e ezik gözüyle bakmak adettendir. Eskişehir’e gittim, Pino’da hamburger yemedim diyeni dövüyorlarmış.



7.       Tiyatroya gidin derdik ama aynı gün için bilet bulmak olanaksız. En iyi ihtimal bir hafta sonrasına alabilirsiniz, o da ancak arkadaşınızla yan yana oturma ve oyuncuları yakından görme fikrinden vazgeçerseniz tabi. İyisi mi siz biletinizi internetten alın öyle gelin, bilet ücretleri de hadi bizim sürprizimiz olsun



8.       Tiyatro olmadı mı, hamama gidin. Hamamyolu adı nerden geliyormuş kendi gözlerinizle görün, tarihe dokunun.



9.       Hamamyolu demişken, sabah erken saatlerde yolunuz düşerse Tanınmış Helvacı önünde sıraya girin. Eskişehir’in helvaları meşhurdur. Bknz. Met Helvası.



10.   Haller Gençlik Merkezi’ne uğramayı unutmayın. Eskiden bir Sebze Hali olan Gençlik Merkezi’ni hayranlıkla izlerken, tarihi Mazlumlar Muhallabecisi’nin nefis tatlılarının tadına da bakabilirsiniz.



11.    Kışı, ayazı yamandır. Ya üç kat giyinin ya da havalar ısınınca gelin.



12.   Yolunuz kışın düştüyse, hele bir de kar yağmışsa, mutlaka Kartopu Festivali’ne katılın. Binlerce kişiyle birlikte eğlenin. Gençler atletle savaşa katılmak da serbest diyorlar.



13.   Adalar’da bir tur atın. Hava güzelse Porsuk Çayı kenarına oturun çekirdek çitleyin, gondola binin.



14.   Eğer şanslıysanız Porsuk’ta yapılan kutlamalardan en az birinde hazır bulunun. Çay üzerine kurulmuş alanda konser dinleyin, meşale şovlarını ve havai fişek gösterilerini izleyin.



15.   Adım başı rastlayabileceğiniz heykellerimizi de boş geçmeyin, bir fotoğraf çektirin. Biz de kim turistmiş bilelim.



16.   Eskişehir’in evladı Ali İsmail’in heykelinin avuçlarına su koyun, kuşlar içsin. Espark AVM’nin önünde. Onu da sorun, çekinmeyin, gösterirler.



17.   Tülomsaş’a uğrayın, Devrim Arabası’nı görün. Hikâyesini bir kez daha dinleyin.



18.    Sahaflara uğramadan, kitapların o eşsiz kokusunu duymadan gitmeyin.



19.   Parklarımızı gezin. Bilim Parkı’nda Masal Şatosu’nu ziyaret edin, Korsan Gemisi’nde fotoğraf çektirin. Kent Park’ta Yapay Plaj’ı ziyaret edin. Bir İç Anadolu şehrinde denizde nasıl yüzülürmüş görün. Aşk-ı Şehir Parkı’nda siz de aşkınızı ünlülerin imzalarının yanına yazın, romantik bir tur atın.



20.   Müzelere de mutlaka uğrayın. Balmumu Heykelleri Müzesi’nde sevdiğiniz tarihi simalar ya da ünlü isimlerle hatıra fotoğrafı da çektirebilirsiniz.


21.   Gökkuşağı Cafe’ye gidin. Sıcacık bir ortamda down sendromlu garson çocuklarımızla sohbet edin, nasıl güzel ağırlandığınızı ve sevildiğinizi görün. Kızılcıklı Caddesi’nde, küçük bir kafedir.



22.   Oradan Cafe De Kedi’ye geçin. Kucağınızda kedilerle keyifli bir öğlen geçirin, iyi seçilmiş müzikler eşliğinde kitap okuyun. Bahsettiğimiz iki kafenin arası da sadece 50 adım.



23.   Barlar Sokağı’nda bira-patates keyfi yapın. Canlı müzik eşliğinde keyifli bir akşam geçirin.



24.   Şelalepark’a tekrar uğrayın ve gün batımını izleyin. Bırakın bir bardak çay da size eşlik etsin.



25.   Ha bu arada, memleketinize dönerken sevdikleriniz için lületaşından daha güzel bir hediye de alamazsınız.



26.   Yine bekleriz, sevgiler…
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder